FilmSinema

Hollywood ve Vietnam

Geçenlerde izlediğim Rambo İlk Kan filmi ile bu yazıyı yazmaya karar verdim. John Rambo’nun savaş dönüşü hayata adapte olamaması ve hor görülüp bütün köprüleri yakması üzerine araştırmaya ve izlemeye başladım. Başka bir deyişle Vietnam, sinema tarihini nasıl etkiledi veya etkilemesine izin verildi…

Bu dönem amerika tarihinin en tartışmalı konularında birisi. Dünyanın kutuplaştığı ve iki süper gücün birbirini her anlamda ezmeye çalıştığı bir zaman. Amerika, ülkelerin kırmızı tarafa geçmelerine elle müdahale bile ediyor. Domino teorisi diyenlerden, güç gösterisi diyenlere kadar birçok farklı adlandırma var. Gelgelim bir gerçek var ki: Medya’nın gözü önünde olan ilk savaş. Aslında Hollywood ve medya burada devreye giriyor.  Medyaya bilgiler (ceset sayıları) farklı söyleniyor. Yapılan katliamlar örtbas edilmeye (Mỹ Lai Katliamı) çalışılıyor. Kurmay subaylar bu savaşın kazanılmayacağını rapor etmelerine rağmen ( Pentagon Papers ) rezil olmamak adına daha fazla asker gönderilmeye devam ediliyor. Uzayan savaş ve fazla ölü sayısı kamuoyunda fazlasıyla tepki topluyor. Bunların dışında üniversitelerde savaş karşıtı protestolar başlıyor.  İnsanlar bu olaylarda ölüyor. Bu kadar sorunlu bir dönem filmlerde nasıl anlatıldı peki? 

Hollywood filmleri bu konuda birkaç ana başlığa ayrılıyor. Savaştan dönen askerleri anlatan filmler, savaşı anlatanlar ve askerlerin iç dünyasına yönelmeyi seçenler. İzlediğim filmlerden üzerinden devam edeceğim: 

The Deer Hunter (1978)

Oyuncu kadrosuna bakıldığı zaman göz kamaştıran bu film savaştan dönen askerleri konu alıyor.  (Merly Streep, Robert De Niro)  Film cepheye gitmek için hazırlanan bir grup arkadaşı anlatıyor. Hepsi heyecanlı, istekli ve fazlasıyla cesurlar. Ne var ki Vietnam’da olayların çok farklı olduğunu ancak gidince anlıyorlar. Asker ve gazi psikolojisi üzerinde duruluyor. Savaştan dönemeyen arkadaşının sevgilisine yakınlaşan De Niro, bunun vicdan azabı ile yaşamaya çalışıyor. Film hiçbir şekilde politik bir gönderme içermiyor. Sanat sanat için deyip çekilmiş resmen. Ayrıca filmin posterinde de yer alan rus ruleti konusu ise uydurmaca imiş. O dönemde Vietnam’da esirlere böyle şeyler yapıldığına dair bir kanıt yok. 

The Deer Hunter

Rescue Dawn (2006)

Günümüze yakın olarak çekildiği için bu filmi seçtim. O zamanın şartlarından uzak bir şekilde nasıl Vietnam anlatıldı objektifinden. Bu film de The Deer Hunter gibi politik söylemlerden uzak durmayı seçiyor. Onun yerine esir düşen askerleri ve psikolojilerine etkilerini ele alıyor. Stres ve korkunun insan psikolojisini nasıl etkilediğini anlatan güzel bir film. Kadrosunda ise Christian Bale, Stefan Zahn gibi ünlü oyuncular var.

Apocalypse now (1979)

Çekimi yıllar süren, inanılmaz yüksek bütçesi, ve akıllara kazınmış replikleri ile Apocalypse NowThe Godfather’ın yönetmeninden  savaş filmi izlemek isteyenler içeri buyursunlar. Çok başarılı kariyeri olan bir albay’ın (Marlon Brando) Kamboçya’da kendi ordusunu veya halkını kuran bir kaçaktır. Yüzbaşı Willard (Martin Sheen) ise bu kaçık albayın günlüğü okuyarak olayları anlamaya çalışıyor. Savaşın saçmalıklarını gördükçe ona hak mı veriyor yoksa nefret mi besliyor? Açıkçası filmi izlerken ve hakkında araştırma yaparken siyasi göndermeler bekliyordum. Yönetmen de yapılan bir röportajda siyasi bir açıdan ziyade insan psikolojisi üzerinde durmak istediğini söylüyor .  

Casualities Of War (1989)

Herhangi bir koku veya bir nota bize bir anıyı hatırlatır ve dalıp gideriz. Vietnam’a gitmiş, kendi takım arkadaşları tarafından eziyete maruz kalmış ve doğru olanı yapmaya çalıştığı için öldürülmeye çalışılmış bir gazi. Uzak doğulu bir kadını görünce korku dolu zamanlara yolculuğa başlar.  İzlediğim ve araştırdığım filmler arasında beni en fazla rahatsız eden bu filmdi. Bununla birlikte siyasi veya insani anlamdaki göndermeler gerçekten çok gerçekçiydi. Yapılan saçmalıkları üssüne (siyahi bir subay) anlattığında adamın anlattığı hikaye sadece savaşı değil toplumsal eşitsizlik ve ırkçılığın birebir örneğiydi. O yıllarda siyah ve beyazların her konuda ayrı tutulduğu gerçeğini unutmayalım.

Amerika’nın o zamanki başkanı Johnson, Vietnam savaşı ve medya ile ilgili şunları söylemiş: ‘Sadece amerikalılar değil aynı zamanda bütün dünyanın orada olmamız gerektiğini bilmeliler. Bunun en etkili yolu ise medyadır.’  

Hey Ziyaretçi ! Şimdi Odalar’da Hollywood ve Vietnam hakkındaki tartışmaya katıl ve görüşlerini belirt.

Ziyaretçi