DiziFilm

The Last of Us 6. Bölüm Dizi İncelemesi

Playstation’un en çok satan özel oyunlarından The Last of Us’ın dizi uyarlaması 6. Bölümüyle devam ediyor. Önceki 2 bölümü ülkemizdeki üzücü hadiseler nedeniyle inceleme enerjisini bulamasam da bu bölüm ile normalleşmeye bir adım atmak gerektiğini düşündüm.

Bir Yolculuk Hikayesi

Siz de benim gibi oyunu oynamadan diziye başlayanlardansanız, ilk fragmanları gördüğünüzde bu yapımın bir zombi salgınında hayatta kalma üzerine olduğunu düşünmüşsünüzdür muhtemelen. Ama görüyoruz ki senaryo bir zombilerden kaç-hayatta kal kurgusundan ziyade yıkılmış dünyada yolculuk şeklinde dizayn edilmiş.

Bu bölümde de önceki 2 bölümdeki gibi neredeyse aksiyon görmeden 50 dakikayı tamamlıyoruz. Tamamıyla karakter odaklı şekilde ilerleyen bölümde bitmeyen diyaloglar bizi esir alıyor deyim yerindeyse.

Her bölümde, hikâyenin gitgide temposunu arttıracağını düşünsem de son 3 bölümdür neredeyse hiç aksiyon olmaması beni izlerken biraz sıktı, yalan söylemeyeceğim.

Aynı Senaryo – Farklı Seyirci

Buradaki problemin, yapımın birebir olarak oyunun senaryo ve kurgusunu kullanmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Oyunda karakterleri kontrol ederken daha kolay hikayenin içine girebiliyorsunuz. Fakat dizide bir 3. Bakış açısı geçerli ve biz dışarıdan izleyenler olarak çok fazla ikili diyaloğa maruz kaldığımızda odağımızı koruyamıyoruz maalesef.

Senaryonun ağır işleyişi bazen sıkıcı olsa da manzaraları izlemek ve sakinleşmek için bize fırsat sunuyor. Bölüm bittiğinde, düşüncelerden arınmış dingin bir ruh haline sahip oluyorsunuz. Özellikle Joel – Ellie arasındaki baba-kız ilişkisinin derinleştiği ve uzun aradan sonra Tommy’ye bir kez daha merhaba dediğimiz bölümde; baba olacak Tommy‘nin hayatta kalma kaygısı, Joel’in Ellie’yi kaybetme korkusu ve Ellie’nin uzun süre sonra Joel ile tutunacak bir dal bulması izleyiciye geçmeyi başarıyor.

Zombi salgını sonrası birçok topluluk yapısıyla karşılaşmıştık. Şehirde asker denetiminde yaşayan insanlar, çeteler halinde yaşayan insanlar, tek başına kurtarılmış bölge ilan edenler ve bu bölümde hiçliğin ortasında komünizm inşa edenler. Yabana atılmaması gereken bir çeşitlilik mevcut.

Yeni karakterleri tanımak ve dünyasını bize tanıtmak için epey ağırdan alan The Last of Us’ın ilerleyen bölümlerinde artık temponun bir kademe üste geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Günün sonunda güzel bir yolculuk hikayesi kalıyor bizimle ama ekranda mantar zombi görmek isteyen milyonlar olduğu da bir gerçek.

Hey Ziyaretçi ! Şimdi Odalar’da The Last of Us dizisi hakkındaki tartışmaya katıl ve görüşlerini belirt.

Ziyaretçi