DiziFilmKültür

Bakış açımız neye göre şekillenir?

Film ve dizi izlemeyi çok severim.Sevdiğim şeyleri ise defalarca izler ve her seferinde farklı ayrıntılara dikkat ederim.Office(Us) dizisi bu huyumdan epey pay almıştır.Bu diziyi aralıklarla ama sıkılmadan izlememi sağlayan bir çok neden mevcut: Öncelikle tür olarak Mockumentary olması (oyuncuların sinemanın kurallarını ihlal ederek direkt kameraya konuşabilmeleri), karakterlerin orijinalliği, kara mizahın senaryoya çok iyi adapte edilmesi bunlardan sadece bir kaçı. Normalde Office(Us) bir uyarlama ve orijinal versiyonu Office(UK).Geçenlerde dizinin orijinal versiyonunu izlemeye karar verdim ancak bir bölüm bile izlemeye tahammül edemedim.Senaryo,espriler neredeyse aynı olmasına rağmen alıştığım yüzleri aradım.Bu durum beni şaşırttı ve düşündürttü.

Harry potter
Harry Potter ve Ölüm Yadigarları

Sinemaya uyarlanan kitaplar da bazen bende benzer duygular uyandırabiliyor.Mesela Harry potter‘ın son kitabını okuduğum zaman Hagrid’in Harry’yi kucağında taşıma sahnesi kafamda çok epik bir şekilde resmolmuştu;ancak filmi izlerken hayal kırıklığına uğramıştım.

Ablamla beraber Léon (Sevginin Gücü) filmini ilk izlediğimizde ikimizde çok beğenmiştik.Ancak yıllar geçipte ablam çocuk sahibi olduktan sonra,filmde geçen Matilda (12) ile Léon arasındaki yakınlaşmayı çocuk için çok uygunsuz bulduğunu söyledi.Peki hayata bakış açımız,mizah anlayışımız,sevme biçimimiz,aynı filmden ve kitaptan aldığımız zevk neden yıllar içinde değişir?

Léon: The Professional (1994)
Léon: The Professional (1994)

Geçen sene Kürk Mantolu Madonna‘yı okudum.Maalesef duygusallık veya duygusal ilişkiler çok güçlü yanlarımdan birisi olmadığı için kitapta geçen yoğun aşk duygusunu,bir tablonun yansımasının bir insanın hayatını bu denli etkilemesi beni şok etmişti.Aldığım kitapların ilk sayfasına tarih ve ikamet ettiğim şehri her zaman yazarım.Ancak bu sefer bir notta düştüm:”5 yıl sonra bu kitabı tekrar okuyup aşka bakış açımın ne kadar değiştiğine bakmalıyım.”

Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar çok inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı.

Yaşadığımız başarısızlıklar,acılar,düş kırıklıkları,sorumluluklar hayata bakış açımızı fazlasıyla etkiliyor.Bir önceki cümlede yazdıklarım hep olumsuz şeyler gibi gelebilir ama hayat lineer bir düzlemde ilerlemiyor.Bu değişkenlik aslında dünyayı ve kendimizi algılarken kafamızın ne kadar değişken olduğunu gösteriyor.Ben değişimin farkına varıp sadece ayak uydurmaya çalışmaya inanıyorum.Peki ya siz?

Bir cevap yazın

Ziyaretçi