FilmSinema

Spider-Man: No Way Home Film İncelemesi

Örümcek Adam, özellikle 90lardaki animasyon serisiyle Y ve Z kuşağının çocukluğunda yer edinen yegâne karakterlerden biridir muhtemelen. Mahallemizin Örümceği belki de 21. Yüzyılın en popüler süper kahramanı.

Spider-Man’ı sinema için özel kılan şey ise ilk eli yüzü düzgün süper kahraman filmlerini bize sunmuş olmasıydı. Tobey Maguire’nin başrolünü yaptığı üçleme o kadar başarılıydı ki 2. filmi hala çoğu sinema eleştirmenine göre ‘en iyi süper kahraman filmi’ olarak gösteriliyor.

Örümceğin sinemada bu başarısı tabi beraberinde karmaşık bir durumu da getirdi. Örümcek Adam’ın yaratıcısı Marvel, zamanında çok cüzi bir miktara karakterin sinemadaki lisans haklarını Sony’ye satmıştı. Ardından kendi sinema evrenin kuran Marvel, karakteri geri istese de Sony satmaya asla yanaşmadı. Uzun görüşmeler sonunda karakterin birkaç filmliğine MCU’da görünmesine ‘evet’ demek zorunda kaldılar. İşte bu hafta sinemada gösterime giren ‘Spider-Man No Way Home’ filmi bu anlaşmanın son ürünü olarak karşımıza çıkıyor.

Bu filmden sonra karakterin ipleri tamamen Sony’ye geçiyor diyebiliriz. Ve Sony bu son kurşununu boşa atmak istememiş, hayranların istediği her şeyi ama her şeyi onlara vermek için büyük çaba sarf etmiş. Hazırsanız BOL SPOİLERLİ Spider-Man No Way Home filmi eleştirisine başlayalım.

Spider-Man: Eksiler ve Artılar

Eve Dönüş Yok, hem sinema için hem de çocukluğunu 2000’lerin başında yaşayan jenerasyon için çok özel bir film. Tobey Maguire’yi yeniden o ikonik kostümünün içinde görmek bile bu jenerasyonu çıldırtmak için yeterli bir sebep. Bu yüzden ben bu filme asla objektif bakamayacağım. Film 2 saat boyunca Tobey’in binaların arasında ağ atarak gezmesinden. oluşsa bile benden en az 7/10 puan alacaktır.

Öncelikle filmin eksiklerinden başlamak istiyorum. Eve Dönüş Yok maalesef ki tam bir MCU filmi. Fragmanlarda karanlık bir hava görünce umutlanmıştım oysa ki. Marvel’in o klişe senaryo taslağından uzaklaşıp 3 örümcekle yeni ve denenmemiş bir formül bulacaklarını düşünmüştüm. Ama sinemada gördüğüm beni bir miktar üzdü.

Filmin en büyük eksiği senaryosu. Senaryo o kadar fazla tesadüfler üzerine kurulmuş ki bir noktada mantık aramayı bırakıyorsunuz. Ned’in yanlışlıkla büyü yapmayı öğrenmesi gibi tesadüfler bir noktada kabul edilebilir. Amma ve lakin senaryonun temelini ‘Dr. Strange’nin yanlışlıkla büyüsünün bozulması ve diğer evredeki herkesin kendi evrenlerine gelmesi’ gibi basit bir fikir üzerine kurarsanız, bu biz izleyicide ‘Ehh işte’ tepkisi uyandırır. Daha zekice bir fikirle kotarılabilirmiş bu iş.

Senaryonun tek eksiği tesadüfler üzerine kurulu olması değil. Politik bir sorgu olarak başlayan ve ‘Süper kahramanların legal yeri’ gibi derin bir mevzuya değinen film, ikinci yarısında bu mevzuyu deyim yerindeyse asla iplemiyor. Devlet-Halk-Süper Kahramanlar üçlüsü arasındaki dengeye. değinerek başlayan Eve Dönüş Yok, bir noktada Devlet ve Halk ikilisini tekrar yok sayıp yine salt Süper Kahramana odaklanan bir hale bürünüyor.

Bunun en büyük örneğini ise şurada görüyoruz. 7/24 polis helikopteri tarafından takip edilen Örümcek Adam, filmin ikinci yarısında. Amerika’nın yegâne simgesi Özgürlük Anıtında bir grup kötüyle devasa bir savaş veriyor, etrafı yakıp yıkıyorlar. lakin koca Amerika Birleşik Devletleri tek polis dahi göndermiyor olay yerine. Bu, filmin kendi içinde tutarsız olduğunu gösteriyor bize.

Ayrıca 3 Örümcek Adamın birbiriyle ve kendi villainlarıyla olan ilişkileri çok yüzeysel işlenmiş gibi geldi bana. Düşünsenize bir anda başka bir evrene ışınlanıyorsunuz, orada kendinizin başka bir versiyonu ve yıllar önce ölen düşmanlarınızla karşılaşıyorsunuz ve bu durumu çok kolay kabulleniyorsunuz. Kulağa mantıklı gelmiyor değil mi? Film bu mevzuları oldu bittiye getiriyor deyim yerindeyse. 3 Örümcek Adamın basit bir laboratuvarda birkaç saatte antidot hazırlaması gibi konulara hiç girmiyorum bile.

Filmin diğer eksisi kötülerin motivasyonu konusunda. Bu insanlar ne istiyor, neden kötülük yapıyorlar, neden antidotu alınca birden meleğe dönüşüyorlar… Koccaa bir soru işareti. Dr Ock dahil tüm kötüler daha iyi işlenebilirmiş. Kum Adam örneğin, neden kötülerle beraber iş tutuyor birisi bana açıklayabilir mi?

Ancakk bence bu filmin en büyük hayal kırıklığı 3 Örümcek Adamın birbiriyle olan ilişkisi meselesinde. Sen bir hayali gerçeğe dönüştürmüşsün, sinema tarihinde neredeyse eşi benzeri olmayan bir denemeye imza atmışsın, o halde bundan olabildiğince yararlanman gerekir. Senaryo tamamen Tom Holland’ın karakterini öne çıkarıp diğer 2 Örümcek Adamı yardımcı karakter olarak kurguluyor. Kendi filmlerinde asıl adam olan Tobey ve Andrew’i burada yardımcı karakter olarak görmek çok doğal hissettirmedi açıkçası. Daha adaletli bir rol ve ağırlık paylaşımı yapılabilirmiş.

Ayrıca yıllardır emeklilik hayatı yaşayan ve hiçbir filmde rol almayan Tobey Maguire epeyce paslanmış gibi geldi bana. Tobey’in bir türlü role giremediğini hissettim. ‘What is Avangers’ kısmı dışında 2000’lerde gördüğüm karaktere pek yaklaşamadı bence. O salak gülüşü, zeki esprileri ve temiz sıfatı görmeyi beklerken, olgun, hayatın sillesini yemiş, sessiz sakin Örümcek Adam tiplemesi pek organik hissettirmedi.

Filmin çözüm sekansının da yine kısa kesilip oldu bittiye getirilmesiyle Spider-Man No Way Home. potansiyelinin bir miktar altında kalan bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.

Peki Neyi İyi Yapıyor?

Yukarıda filmi acımasızca eleştirdim çünkü ben bu filmi uzunca süredir yüksek beklentiyle bekleyenlerdendim. Yani düşünebiliyor musunuz 3 Örümcek Adamı beraber göreceğiz daha ne olabilir ki???

Filmin iyi yanlarından ilki Andrew Garfield’di şüphsiz. Adam o kadar bu filmde olduğu için mutlu ve heyecanlı ki bunu izlerken bile hissedebiliyorsunuz. Tom Holland’ın asıl kahraman sorumluluğu ve Tobey’in bir türlü role girememesini düşündüğünüzde Andrew’in değeri bir kez daha anlaşılıyor. Hareketleri, tezcanlılığı ve sürekli Tobey’e hayran hayran bakması, o evrendeki MJ-Peter ilişkisine yaklaşımı… Andrew kendi filmlerinde bile bu kadar Örümcek Adam değildi herhalde.

Ayrıca Andrew, Tobey ve Tom arasındaki abi-kardeş ilişkisi de seyirciye mükemmel geçti. Onlar birbirlerine sarılırken sanki ben yıllardır görmediğim bir arkadaşıma sarılıyor gibi hissettim, tek kelimeyle muazzamdı. Özellikle sırt kütürdetme sahnesi ve ‘hep bir erkek kardeşim olsun isterdim’ repliği inanılmaz duygusal hissettirdi.

Filmin kötü adamlarından Doktor Octopus ve Green Goblin görece güzel yazılmış. Özellikle Willim Defoe mükemmel bir oyunculukla neredeyse Marvel’in kendi Joker’ini yaratmış bu filmde. Saf kötülük… Doc. Ock roünde Alfred Molina ise sanki Sam Raimi’nin ikinci filminden direkt çıkıp gelmiş gibi. Aynı rolü yine aynı şekilde mükemmele yakın oynamış.

Doctor Strange ve Örümcek Adam sekansları, Tom Holland’ın kötülerle. ilk karşılaşmasındaki reaksiyonları gibi durumlar da filmin iyi yaptığı şeylerden.

Yer yer beklentimin altında kalsa da karşımızda görsel manada da başarılı bir iş var kesinlikle.

Filmin benim için en özel anlarından biri ise şüphesiz son 5 dakikasıydı . İlk defa Tom Holland’ı Spider-Man olarak görme imkânımız oldu deyim yerindeyse. Daha önce küçük Iron Man olarak. karşımıza çıkan Tom Holland bana hiçbir zaman gerçek bir Örümcek Adam gibi hissettirmemişti.

Örümcek Adam’ı biz nasıl biliriz: Mahallenizin Arkadaş Canlısı Örümceği. Peki MCU’da bu karakteri nasıl gördük? Son teknoloji kıyafetiyle sürekli Stark’ın yancısı. gibi dolanan, kıyafeti olmasa hiçbir özelliği olmayacak sönük bir karakter. Yani kıyafetleri ona ‘uçma teknolojisini’ veriyorken neden binaların arasında ağla dolaştığı bile muammaydı. Iron Spidey fikri hiçbir zaman seyirciye geçmedi maalesef.

Filmin sonunda o rutubetli karanlık çatı katına geçen Peter, kendi dizayn ettiği nostaljik kıyafetiyle binaların arasından süzülüyordu. İşte koca MCU’da 2 filmde bir kere bile hissedemediklerimi bu 30 saniyede hissettim. Tom Holland ‘mahallenin arkadaş canlısı örümceği’ gibi hissettirdi ilk defa. Bu, yeni gelecek üçleme için umut verici bir gelişme.

Son olarak No Way Home, 3 Örümcek Adamın birbirini gösterdikleri memeyi(mizahi görsel) bile filme koyarak fan service yakıştırmasının sözlükteki anlamı oluyor resmen. Benim buna itirazım yok asla.

İkonik Sahne Eksikliği ve Pazarlama Stratejisi

Film vizyona girmeden önce en çok tartışılan konu filmde kaç tane Örümcek Adam olacağı ve bunların kimler olacağıydı. Hem Tobey hem de Andrew filmde yer aldıklarına iliştin iddiaları defalarca yalanladılar. Tom Holland da çıktığı tüm şovlarda filmde diğer Örümcek Adamların bulunmadığını varsa da kendisinin haberi olmadığını vurguladı birçok sefer. Ama bugün gördük ki filmde hem Tobey’in hem de Andrew’in Örümcekleri bulunuyordu ve orjinal filmlerine dair onlarca gönderme yaparak geldiler. Yapımcı firma sürprizi bozmayarak bence güzel bir işe imza atmış, bu karakterleri ekranda görüp göremeyeceğimiz ikilemi filmin etkileyiciliğini arttırmış.

Filmin en vurucu sahnesi Andrew’in yüksekten düşen MJ’i kurtarmasıydı çoğu kimselerce. Onu kurtardıktan sonra Gwen’in ölümünü hatırlayıp ağlamaklı olması genelde duygusuz olan beni bile etkiledi diyebilirim. Bu tarz eski filmlere göndermeler beni izlerken o kadar mesut etti ki, bunu yazıyla betimlemem imkansız. Sırf bu göndermeler için bile gidip izlenesi bir film No Way Home.

Yalnız şöyle bir eleştiri yapmadan geçemeyeceğim: Bu filmde ikonik sahne inanılmaz derecede az. Sam Raimi’nin üçlemesini en özel kılan şeylerden biri de ikonik sahneleridir muhtemelen. Örneğin ikinci filmdeki tren sekansı başlı başına unutulmaz bir sahnedir. Norman Oscorp odasına girdiğinde tavana asılı gizlenen Peter’in kolundan damlayan kan, mesela ilk filmi düşününce direkt aklıma gelen bir an.

Bu filmde ise son savaş sahnesinde 3 Örümcek Adamın beraber yaptığı atlayış sahnesi dışında öyle ikonik bir sekans hatırlayamıyorum. Yani elinizde 3 tane süper akrobatik karakter var, bunlarla sınırsız sayıda bu tarz sahneler çekebilirdiniz, burada gerçekten büyük bir eksiklik var diye düşünüyorum.

Final Yorumu

Dikkat ettiyseniz satırlarca olumsuz yorum yaparken olumlu yanlarını birkaç cümleyle geçiştirdim. Çünkü bence bu filmin hiçbir şeyi kötü yapmaya hakkı yoktu. Elinizde 21. Yüzyılın en ünlü süper kahramanı ve milyonlarca insanı çıldırtacak bir fikir var. Bu potansiyeli doğru kullandığınızda sinema tarihinin en büyük işini yapmanız o kadar kolay ki. Günün sonunda bakarsak da hayranların istediği her şeyi onlara veren ve Sam Raimi’nin ikinci Spider-Man filminden sonra en iyi Örümcek Adam filmi çıktı karşımıza. Yeterli mi EVET ama daha fazlası olabilir miydi KESİNLİKLE!

Potansiyelini tamamen kullanamasa da No Way Home, muhakkak sinemada. izlemeniz gereken mükemmel bir deneyim olarak vizyona giriyor.  Tobey ve Andrew’i tekrar Örümcek Adam olarak görmek bile o kadar farklı bir hissiyattı ki tarifi gerçekten çok zor.

Ayrıca bu film muhtemelen tüm sinema tarihinin en çok hasılat yapan. birkaç filminden biri olacak hem de bu pandemi şartlarında. Bu da Sony ve Disney’i benzer filmler çekmek konusunda cesaretlendirebilir.

Kim bilir belki yeni Amazing Spider-Man filmi görürüz gelecekte. Ve hatta Tobey’i birkaç filmde daha Örümcek Adam kıyafetiyle görsek fena mı olur? Bence muazzam olur.

Bir cevap yazın

Ziyaretçi