FilmSinema

Stanley Kubrick ve Savaş

Birçok yönetmenin ilham aldığı Stanley Kubrick  bazen satirik, bazen de sert gerçekçi bir üslup kullanarak vatanseverlik, nükleer silahlanma gibi güncel konuları anlatmış. Bu yazımda üç filminden bahsetmek istedim. İlk çektiği filmlerden olan ve sonrasında fazlasıyla amatör bulduğu Korku ve İstek (1953) listeme dahil değil.

İlk filmimiz Zafer Yolunda (Paths of Glory), 1. Dünya savaşı zamanı Fransızlar bir taarruz ile önemli bir tepeyi ele geçirmek istemektedir. Eğer tepeyi düşmandan alırsa terfi edeceğini öğrenen bir general, Albayına  taarruz planını anlatır. Hava durumunun belirsizliğinden, yorgun askerlere kadar bir çok haklı neden sayan Albay bunu istemez. Askerlerinin hayatının rütbesinin yanında hiçbir önemi olmayan general ise vatanseverlik üzerine bir nutuk atar. Samuel Johnson’dan bir alıntı duyarız bu sahnede: ‘ Milliyetçilik bir politikacının son sığınağıdır.’

Kubrick’in ince eleyip sık dokuyarak eklediği bir diğer ayrıntı olduğunu düşündüğüm şey ise kendi birliklerine (emir geldiği halde) ateş etmeyi reddeden topçu subayının ismi: ‘Rousseau’.  Fransız devriminin sembolik isimlerinden birisinin böyle bir konumda zikredilmesi tesadüf olamaz… Film bir yanda generalin günahları nedeniyle ölümü bekleyen askerleri diğer yanda ise baloda umarsızca eğlenen komuta kademesini çok güzel resmetmiştir.

Kronolojik olarak devam ettiğimizde sırada Kubrick’in 1964 yapımı Dr. Strangelove’u geliyor. Kızıl tehdit nedeniyle okullarda çocuklara nükleer patlamadan nasıl korunulacağı, komünistlerin nasıl tespit edileceğinin öğretildiği bir dönem. Komedi silahı kullanılarak çok güzel bir eleştiri yapılmış. Nükleer yok oluşun anahtarının, paranoyak ve karikatürize kişilerin elinde olduğunu görüyoruz. Komünistlerin suyu zehirlediği sanrısıyla erkekliğinden şüphe duyan bir general, emri altındaki B-52 filosuna saldırı emri verir ve ardından Karargahı dışarıya kapatır. Siyasiler ve önde gelen kişiler (!) acil koduyla toplanır. Aralarında Dr. Strangelove adında Nazi bir bilim insanı da vardır. 2.Dünya savaşı sonrası  amerikalıların, almanların füze programında çalışan birçok insanı bünyelerine kattıkları bir gerçek. Nürnberg’de bu kişilerin hiçbiri yargılanmadı veya yaptıklarının cezasını çekmedi. Bunu dile getirecek yüreği olan Kubrick’i tebrik etmekten başka ne söylenebilir.

Full Metal Jacket (1987)

Son olarak Full Metal Jacket (1987) filmini anmadan geçmek olmaz. Film bir eğitim üssünde başlıyor. Film, öldürmek için doğan insanların yetiştirilme sürecini ve motivasyonlarını görüyoruz. Bu kısımda özellikle dikkatimi çeken şeylerden birisi eğitim Astsubayı Hartman’ ın söyledikleri:

-Aranızda Charles Whitman’ı tanıyan var mı?

*Texas Austin’de masum insanlara ateş edip 12 kişiyi öldüren kişi…

-Lee Harvey Oswald kim bilen var mı ?

*Kennedy’yi vuran kişi efendim

-Peki bu adamlar ateş etmeyi, öldürmeyi nerden öğrendi, hepsi Denizciydi…

Bir deniz piyadesi katliam yaptığında veya kendi başkanına suikast girişiminde bulunduğunda normal ve örnek olarak anlatılıyor.

Doğru veya yanlış nereden baktığımıza göre değişir. Vietnam’ı özgürleştirdiğini zanneden askerler veya ben daha güçlüyüm diye daha ölümcül bombalar üretenler… Hepsi kendine göre haklı .Bu durum, kaskında öldürmek için doğdu yazarken, barış rozeti takan bir asker gibi bir ikilem içeriyor. Vietnam, Körfez savaşı, 2.Dünya savaşı gibi tartışmalı konularda birçok film çekildi ve çekilecek. Stanley Kubrick ise savaşı ince düşünülmüş diyaloglar, iyi oyunculuklarla ve cesur bir tarzda perdeye aktarmış. 

One thought on “Stanley Kubrick ve Savaş

Bir cevap yazın

Ziyaretçi