Genel

En Kötü Senaryoyu Yaşamak

Yazıya çarpıcı bir şekilde başlamak istiyorum: Ben Boluluyum! Beni tanıyan herkes benim nereli olduğumu bilir. Çünkü doğduğu şehirden benim kadar övgüyle bahseden pek yoktur muhtemelen. Doğduğum şehir de Bolu yani 300 bin nüfusluk ufacık bir şehir. Doğası dışında pek bir numarası da yok.

Bolulu olmamdan dolayı, çocukluğum doğayla hep iç içe geçti. İlkokulum yaklaşık 1 km uzaktaydı evimden ve her gün sabahın köründe kuş sesleriyle temiz havada yürüyerek giderdim okula. Ve bu 4 mevsim devam ederdi, yağmurda da güneşte de karda da. Özellikle kışlar çok başkaydı benim için. Neredeyse boyuma varan karın içinde ayaklarımı sürüye sürüye ilerlemeye çalıştığımı hatırlıyorum. Çoğu gün acaba bugün okul tatil olur mu yağıştan dolayı diye heyecanlı heyecanlı sabah haberlerini izlemişimdir.

Yukarıda anlattığım sahneler benim gibi birinin doğasını yansıtıyor. Ben ve benim atalarım belki 1000 yıldır bu şekilde yaşıyorlardı bu bölgede. Kış geldiğinde lapa lapa kar yağar, yazları nemli olur, baharda seller akar. Ve 2021 yılının Ocak ayında ben hiç tahmin edemeyeceğim bir özlem yaşıyorum: Yaklaşık 3 yıldır doğru düzgün kar görmedim olum ben! Hem de Anadolu’nun merkezinde kar ve soğuğuyla ünlü illerinde oluyor bu olay. Yani bir kış böyle geçer anlarsın, ikinci de böyle olur biraz tedirgin olursun ama bu üst üste üçüncü kış ve hala bırak karı yağmur bile yağmadı bulunduğum yere. Sadece İç Anadolu için de değil, ülkenin tamamında durum aynı; kar ya da yağmur yağmıyor artık. Yağan da birkaç gün kalabiliyor yerde sonra eriyip gidiyor. İşin daha da kötüsü soğuk da yok öyle çok fazla. Eskiden evde battaniyesiz duramazken şimdi tshirt ile dışarıda gezebileceğimiz kışlar yaşıyoruz. Her sene sürekli şu haberi görüyorum haber sitelerinde: ‘Son 100 yılın en sıcak kışı’. Her yıl kırılıyor bu rekor ama kötü manada.

Ülkenin siyasi ve sosyal durumu, ekonomik kriz, mülteci sorunu ve Covid-19 derken şimdi de kuraklık geldi çattı hayatımıza. Ve pek muhtemel Covid-19’dan sonraki ülke ve dünya gündemimiz de bu olacak.

Geçenlerde cyberpunk evrenine merak saldım ve oturup Bladerunner filmlerini izledim bir günde. Orada bir sahnede ‘bu oyuncak at gerçek ağaçtan yapılmış’ dedi satıcı, yan karakterlerden biri de ‘hayatımda hiç gerçek bir ağaç görmemiştim’ diyordu. Çok absürt bir cümle değil mi, bir insan nasıl ağaç görmez hayatında sanki biraz abartı bir replik. Ben bu duyguyu Covid salgınının ilk günlerinde maske takan insanları gördüğümde de yaşamıştım, sanki biraz abartıyorlar o kadar da değil. Aynı duyguyu bugün kar yağmayan kışlarda yaşıyorum, kış tshirtle gezilebilecek kadar sıcak geçecek ve bırak karı yağmur bile yağmayacak öyle mi? O kadar da değil? Değil mi, yani değildir dimi abi. Olmasın çünkü. Ben Boluluyum ve bir Bolulu rüyasında kar yağdığını görüp sabah koşarak pencereye bakıyorsa acaba gerçek miydi diye, durum çok da iyi değildir sanki.

Umarım en kısa zamanda aşağıdaki haberi görüp spikerin gayet klişe bir şekilde ‘karın keyfini yine en çok çocuklar çıkardı’ demesini izleriz televizyonda ama bu sefer sadece onlar çıkarmaz kışın tadını…

Bir cevap yazın

Ziyaretçi